52 yıllık eczacının özel formülleri
- Taylan Kılıç
- 20 Mar 2019
- 2 dakikada okunur
52 yıldır Eczacılık mesleğini yürüten Kayhan Tuncel, doktor reçetesine bağlı kalarak hazırladığı ilaçlarla hastaların derdine deva oluyor.

Eczacılar, söz konusu sağlık olunca hastane ve doktorlardan sonraki en güvenilir kapımız. Yıllardır süregelen bu saygı duyulası mesleğin yarım asırlık emekçilerinden birine misafiri olduk. 75 yaşındaki Kayhan Tuncel, Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nden mezun olduğu günden beri bu mesleği icra ediyor. İlk olarak ortağıyla beraber Sivas’ta bir ecza dükkanı açan Tuncel’in yolu 20 sene sonra Eskişehir’e düşüyor. O günden beri, aynı yerinde bulunan Kayhan Eczanesi 20 yılı aşkın süredir vatandaşlara hizmet ediyor.

Kayhan Bey “Bu meslek bana bu dünyada yaşam hakkı verdi. Ben bu mesleğe çok şey borçluyum.” sözleriyle başlıyor konuşmamıza. Hayatını, ailesini, arkadaşlarını ve kazandığı her şeyi eczacılık sayesinde elde ettiğini ve ömrü boyunca buna borçlu şekilde yaşayacağından bahsediyor. Bundan dolayı, mesleğini seven ve mesleğinin gerektirdiklerini yerine getirmeye çalışan ve kuralcı bir eczacı olduğunun altını çiziyor. “Kazancı çoğu zaman geri planda bırakarak mesleğimin gerektirdiklerini yapmaya çalıştım. Benim için önemli olan her zaman işimi doğru yapmaktı.”
Kayhan Tuncel’in şu anki meslektaşlarından bir farkı var: Formülle ilaç üretmek. Ve bunu herkes kolay kolay yapamıyor ya da riskine girmek istemiyor. Öyle ki, ancak doktor raporuyla hazırlanan bu özel ilaçlarda herhangi bir sorunun baş göstermesi halinde bütün fatura eczacılara patlıyor. Ancak Kayhan Hoca, ustalığıyla Eskişehir’de mesleğinin tek örneği konumunda. Herkes onun tecrübesini biliyor, ona güveniyor ve hastalarını ona yönlendiriyor. Kendisinden bu konuyu detaylandırmasını istiyoruz. Kayhan Hoca “İlaç muayyen miktarlarda tek ya da birkaç kimyasal maddenin birleşmesinden oluşmuş ve vücuda verilmek için hazırlanmış kimyasal maddeler topluluğudur. Firmalar tarafından üretilen, bizlere dağıtılan ve doktor reçetesiyle satılan ilaçlara müstahzar ilaç diyoruz. Bir de majistral ilaç kavramı var. Bu da eczanelerde hazırlanan, hazır olarak herhangi bir yerde karşılığı olmayan ilaçlardır. Yani, bozulabilme süreçleri ve kimyasal madde miktarlarındaki farklılıklar ilacı kötü yönde etkileyebilir. Her ne kadar şu an pek yaygın olarak üretilmese de biz bu işi senelerdir yapmaya devam ediyoruz.”
Her şey iyi hoş ancak, her eczacı kafasına estiğinde ilaç üretebiliyor mu? Bu sürecin nasıl işlediğini sorduğumuzda ise Kayhan Hoca şöyle cevap veriyor: “Öncelikle her eczanenin bu tür işleri yapabilmek için bir laborotuvarı olmak zorunda. İlk önce hasta doktora gidiyor, şikayetini dile getiriyor. İnsiyatif her zaman için doktorda. Eğer ki doktor özel karışımlı ilacın daha faydalı olduğunu düşünürse, hastaya ayrı bir reçete yazıyor. Hekim reçetesi olmadan bizim herhangi bir karışım hazırlamamız kesinlikle yasak. Peki bu reçetede ne yazıyor? Karışımı yapılacak ilaçlar ve kullanılması gereken miktarları. Biz de bunu baz alarak bu karışımları elde ediyoruz. Ancak şöyle bir nokta var, bazen doktorların da atladığı veya hata yapabildiği anlar oluyor. Nedir bu durumlar, örneğin bi ilacın dozunu eksik veya fazla yazabiliyor. Bu noktada eğer işi biliyorsanız, müdahale edip insiyatifi almanız gerekiyor. Ancak ne olursa olsun sonucunda ilaç herhangi bir yan etki yaparsa her türlü sonuçta suçlu eczacılar oluyor. Bu sebeptendir ki bu özel ilaç üretimi eczacılar arasında pek yaygın değil. Riske girmek istemiyorlar haklı olarak. Hastaları geldiğinde, bana yönlendiriyorlar.”
İki çocuk babası, altı torun sahibi Kayhan Tuncel, zamanının çoğunu kendi eczanesinde, “sağlık deposunda” geçiriyor. Mesleğine 60 yılını veren deneyimli eczacı, son nefesine kadar da bu işi bırakmayacağının vurgusunu yapıyor.
Comments